Abstract:
Ergos ve Yasa anlamına gelen, Yunancadan dilimize geçen ve iş anlamında da kullanılan ergonomi kavramı günümüzün en önemli disiplin alanlarından birisini oluşturmuştur. Uygunluk, uyum, kalite, işgüvenliği ve çalışan sağlığı açısından ergonominin hayatımızdaki önemi giderek artmıştır. Artık birçok işletme ve kurum ergonominin önemi üzerinde durmakta çalışanlarına bu yönde ileri düzeyde eğitim vermektedir. Ayrıca iş kalitesi ile verimliliğini arttıran ergonomi kişisel sağlık açısından da bir boyut haline gelmiştir. Ergonomik sorunlar çalışanların stres yaşamasına, psikolojik ve sosyolojik anlamda hem fiziksel hem de çevresel sorunlara neden oluşturan durumlar ile karşı karşıya kalmaktadır. Ergonomi kavramını sadece fiziksel anlamda değil, psikolojik ve sosyolojik anlamda da ele almak gerekliği ifade edilmektedir. Yapılan birçok araştırma sonrasında elde edilen bulgulara baktığımızda ergonomik kavramların kullanılan ürün, materyal, ortam ve malzemeler açısından değil kullanıcı ile hem fiziksel hem de ruhsal – psikolojik yönden değerlendirilmesinin bir zorunluk olduğuna vurgu yapılmaktadır. Sanayi devrimi ile birlikte ergonomi kavramının yapısında da ciddi değişimler meydana gelmiştir. Ergonominin tarihçesine baktığımızda ise F.W. Taylor’dan söz etmeden geçemeyiz. İnsan odaklı ve insanların kullandıkları araç ile gereçlerin deneysel yaklaşımla değerlendirilmesi, teknoloji ve mühendislik bilimleriyle bütünleştirilerek insan kullanımına sunulmasına işaret eden Taylor, insan odaklı iş hevesi ve ücret politikaları konusunda da öngörünün ilk araştırmacısı olarak tarihsel süreç içinde yerini almıştır. 1910’lu yıllarda ergonomik yaklaşımlar insan hayatın girmiştir. Gilberth tarafından mühendislik ve eşi tarafından da psikolojik anlamda bilimsel çalışmalar başlamıştır. Ayrıca iş etüdü, zaman kavramları ve enerji yönetimi ile kullanımı konusunda da Dougles’in çalışmaları dikkat çekmektedir. II. Dünya Savaşı sırasında ergonominin önemi daha fazla ortaya çıkmış ve ABD’de tarafından ergonomi kavram ve çalışmalarına hız verilerek yaygınlaşması sağlanmıştır. Özellikle ikinci dünya savasında kullanılan bazı teçhizatların insan odaklı olmayıp, üretilen bu ürünlerin bazı bireyler tarafından kullanılamaması ve faydanın yaratılamayarak fazla enerji ile maliyet kavramının ortaya çıkmasıyla birlikte mühendislik teknolojisi ve ergonomi bütünlüğü sağlanmıştır. Özellikle üretim işletmelerinde deneysel çalışmalar ile üretilen ürünlerin insan faktörü tarafından kullanılmasına yönelik yapılan teknolojik çalışmalar ergonomi kavramının vazgeçilmez bir unsur olmasına katkı sağlamıştır. Ergonomi biliminin en önemli esaslarından birisi insan odaklı olması, verimlilik ve işgüvenliğinin arttırılarak çalışan ile işletmelerin bütünleşmesine teknolojik anlamda katkı sağlamasıdır. Ayrıca insanlar tarafından kullanılan teçhizat, araç, gereç , makine ile ürünlerin insan tarafından yapılan işe uygun hale getirilmesine de fayda sağlamaktadır. Kısaca ergonomi biliminin insan ve insanın yaptığı işe yönelik kullandığı tüm materyallerin birbiriyle uyumlu ahengin sağlanmasına katkı sağlar. Genel olarak ergonomi biliminin çalıştığı ya da uğraştığı alanlara baktığımızda insan, makine, sistem, fiziksel boyut, iş yeri tasarımı, iş alan yerleşkeleri, fiziksel çevre, psikolojik boyut, sosyolojik boyut, görev, tasarım ve eğitim boyutlarıdır. Ergonomi biliminin karşılaştığı bazı sorunlarda bulunmaktadır. Bunlar insan, bedensel boyut, iklim koşulları, iş ve çevre, bedensel boyut ve psikolojik boyut şeklinde gösterilebilir. Bazı durumlarda ergonomi biliminin oluşan bu sorunları telore edemediği de görülmektedir. Özellikle insan boyutu açısından ortaya çıkan ya da iklim açısından değiştirilmesi mümkün olmayan durumlarda ergonomi bilimi zorlanmakta ve çözümsüz kalabilmektedir. Bir önemli husus da farklı toplum ve bu toplumlara yönelik içtihatlar, hukuksal uygulamalar, yönetmelikler, ekonomi, siyasi ve politik durumlarda ergonomi biliminin işleyişine yönelik sorunlar oluşturabilmektedir. Amaç: Biz bu araştırmamızda uygulamalı ve ergonominin insan paralelinde oluşturduğu fayda ile oluşabilecek sorunların belirlenmesine ilişkin bir çalışma gerçekleştirdik. Çalışmanın amacı olarak da ergonomi biliminin ve uygulamalarının çalışanlar başta olmak üzere işletmeler tarafından uygulanma boyutu ile öneminin ortaya çıkarılmasıdır. Bir başka boyut ise ergonomi biliminin çalışanlar üzerindeki önemi ile etkilerinin belirlenmesidir. Ayrıca ergonomi kavramına ilişkin literatür taranarak çalışmanın daha nitelikli hale getirilmesine çalışılmıştır. Yöntem: Araştırmada daha önce kullanılmamış bir ölçme aleti kullanılmıştır. Bu ölçme aleti ölçek geliştirmeye yöneliktir. Ölçek belirlenirken uzman görüşlerinden faydalanılmıştır. Özellikle üretim aşamasında aktif görev alan, makine, elektronik, elektrik, bilgisayar, kimya, işgüvenliği, halk sağlığı, kimya, enfeksiyon, radyoloji, ziraat, fizik ve mimarlık alanları ile mühendislik alanlarından oluşan bir uzman ekip tarafından bilgi sağlanmıştır. Alınan bu bilgiler doğrultusunda farklı üretim işletmelerinin yapısı ve işyeri ile bu işletmelerde çalışanların görüş ve beklentileri ortaya konmuştur. Her iki boyut tarafından elde edilen bilgiler doğrultusunda bir anket tasarlanmıştır. Tasarlanan anket öncelikle bir ön testte tabi tutulmuştur. Ön test Kocaeli ile İstanbul ilinde bulunan farklı sanayi bölgelerindeki işletme ve bu işletmelerde çalışan toplam 278 personele uygulanmıştır. Anket uygulaması sonrasında elde edilen veriler SPSS 18 istatistik programı ile analiz edilmiştir. Analiz sonrasında Cronbach’s Alpha kat sayısı olarak 0,629 değerini elde sağladık. Bu değer beklediğimiz bir değerin altında olması nedeniyle, katsayı değerini düşüren 13 ölçekli soruyu anket dışında bırakarak yeniden analiz gerçekleştirdik. Yaptığımız bu analiz sonrasında yeni elde ettiğimiz güvenirlilik kat sayısı 0,793 değeridir. Bu değer araştırmada kullandığımız ölçme aleti anketin güvenilir olduğunu göstermektedir. Araştırmada kullanılan anket için Cumhuriyet Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dekanlığından kurum izni alınmıştır. Analiz: Analiz kapsamında, betimleyici istatistikler, güvenilirlik analizi, Faktör Analizi, Kolmogorov Smirnov, Man Whitney U, Kruskal Wallis ve Jonckheere-Terpstra Testa, Korelasyon, Anova ve Regresyon analizlerinden yararlanılmıştır. Araştırmadan elde edilen verilerin analizinde PASW 18.0 paket programı kullanılmıştır. Asıl araştırmamıza toplam 1378 üretim işletme çalışanı ve yöneticisi katılım gerçekleştirmiştir. Araştırma yaklaşık olarak 5 ay sürmüştür. Bu süre içerisinde tüm katılımcılara anket formaları elden, internet mail yoluyla, posta ve yüz yüze görüşmek şeklinde dağıtılmıştır. Hiçbir katılımcıdan araştırma sürecinde resmi kendini tanıtacak bilgi talep edilmemiştir. Tüm katılımcılar basit rassal yöntem ile rast gele seçilmiştir. Asıl araştırma sonrasında Cronbach’s Alpha kat sayısı olarak 0,912 değeri elde edilmiştir. Bu değer sonrasında araştırmada kullanılan anketin ve ölçme aletinin geçerlilik ile güvenirliliği sağlanmıştır. Değişkenler arasında ilişki ve farklarda 0.05 önem düzeyi dikkate alınmıştır. Ankette kullanılan ölçekli sorular faktörlere ve alt boyutlara ayrılarak daha ileri düzeye taşınmıştır. Bulgular ve Sonuç: Araştırma sonrası yapılan analiz ve elde edilen bulgulara göre; tüm katılımcıların %73’ü ergonomi bilim ve kavramının önemine vurgu yapmıştır. Bazı işletme yöneticilerinin ergonomi bilimine yönelik tutum ve davranışları ise farklılık göstermekte olup, halen klasik yöntem ile üretim gerçekleştirdiği gözlenmiştir. Katılımcıların bazılarının yaptığı iş ile işe yönelik kullandığı malzeme, ürün, makine ve teçhizatların başta işgüvenliği ve çalışan sağlığını risk altına aldığı, bu nedenle çalışanlardan bazıları meslek hastalıkları başta olmak üzere fiziksel sorunlar yaşadığını ifade etmiştir. Küçük üretim işletmelerinde klasik yöntem ve işgüvenliği yönündeki uygulamaların eksikliği, eğitim ve bilgi düzeyinin düşük olması ayrı dikkat çeken bir husustur. Bir diğer önemli boyut ise bazı üretim işletmelerinde çalışanların önemli bir sayısının sosyal güvenlik kurumuna kayıtlı olmadığı kaçak çalıştırıldığı, hatta bazı üretim işletmelerinde farklı uluslardan ve yabancı uyruklu çalışanlar bulunduğu da gözlenmiştir. Küçük ve orta boyutlu üretim işletmelerinde çalışan personelin yine büyük bir çoğunluğunun eğitim seviyesinin düşük olması, tamamen yaptığı işi çıraklık eğitim yani pratik eğitim ile öğrendiği, birçok kullandığı makine ve teçhizatın teknolojik kullanma klavuzlarına hakim olmadığı da görülmüştür. Yine bazı üretim işletmelerinde üretim palet sistemleri içerisinde çalışanlarda fiziksel uzuv kaybı yaşadığı, bu nedenle çevresel sorunlar başta olmak üzere kişisel yönde psikolojik, sosyolojik ve ekonomik yönde ciddi sorunlar ile karşı karşıya kaldığı da belirlenmiştir.